Müslümanların Hz. İsa (as)'a Olan Sevgileri

Samimi olarak iman eden Müslümanların, "Peygamber, mü'minler için kendi nefislerinden daha evladır..." (Ahzab Suresi, 6) ayetiyle de bildirildiği gibi, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'e duydukları sevgi ve hürmet, çok derin, içli ve kuvvetlidir. Hz. Muhammed (sav), Allah'ın insanlara gönderdiği son peygamberdir. Rabbimiz, ona Kuran'ı indirmiş ve onu insanları kurtuluşa yöneltecek bir elçi olarak göndermiştir. Hz. Muhammed (sav)'in Allah Katında seçkin ve onurlu bir mümin olduğu bir ayette şöyle haber verilir: 


 Deyin ki: "Biz Allah'a; bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa'ya verilen ile peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz O'na teslim olmuşlarız."


Şayet onlar da, sizin inandığınız gibi inanırlarsa, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar; yok eğer yüz çevirirlerse, onlar elbette bir (çelişki ve) aykırılık içindedirler. Sana onlara karşı Allah yeter. O, işitendir, bilendir. (Bakara Suresi, 136-137)


(Bu elçi,) Bir güç sahibidir, arşın sahibi Katında şereflidir. Ona itaat edilir, sonra güvenilirdir. (Tekvir Suresi, 20-21)
Peygamberimiz (sav)'i görmemiş olsak bile, Kuran ayetlerinden ve hadis-i şeriflerden, güzel tavırlarını, konuşmalarını, gösterdiği üstün ahlakı tanıyabilir, ona benzemek, ahirette onunla yakın bir dost olabilmek için elimizden gelen çabayı en fazlasıyla gösterebiliriz. Bir ayette, iman edenler için en güzel örneğin Allah'ın elçisinde olduğu bildirilmektedir:
Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resulü'nde güzel bir örnek vardır. (Ahzab Suresi, 21)
Müslümanların önemli özelliklerinden biri de, tüm peygamberlere birini diğerinden ayırt etmeden sevgi ve saygı duymaları, hepsine gönülden itaat etmeleridir. Bu gerçek, "... Biz Allah'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilene, Musa'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere iman ettik. Onlardan hiçbiri arasında ayrılık gözetmeyiz. Ve biz O'na teslim olmuşlarız." (Al-i İmran Suresi, 84) ayetiyle haber verilmiştir. Müslümanlar, peygamberlerin hepsinin Allah Katında seçkin, onurlu ve saygın insanlar olduklarını bilirler. Allah, elçilerini tüm insanlara örnek olacak üstün bir ahlak ve davranış mükemmelliği ile yaratmıştır. Peygamberler Allah'ın sevdiği kullarıdır. Kuran'ın pek çok ayetinde peygamberlere itaat edenlerin aslında Allah'a itaat ettikleri, Allah'ın peygamberlere uyanları dünyada ve ahirette mükafatlandıracağı bildirilmiştir. Müslümanların da peygamberlere duydukları bağlılık ve itaat bu bilinçledir.

Başta Peygamber Efendimiz (sav)'in yanında bulunan sahabeler olmak üzere, peygamberlerle aynı dönemde yaşayan müminler için bu durum büyük bir şereftir. Müminlerin her biri için, Allah'ın lütfuyla derin bir imana, üstün bir ahlaka, keskin bir akla, tüm dünyaya örnek olacak azme ve cesarete sahip olan peygamberle birlikte olmak, dünyadaki en değerli nimetlerden biridir. Hz. İbrahim (as)'a gönülden itaat edenler, Hz. Yusuf (as)'a iman edenler, Hz. Musa (as) ile birlikte Firavun'a karşı mücadele edenler, Hz. Nuh (as), Hz. Süleyman (as), Hz. Salih (as), Hz. Şuayb (as), Hz. Yakup (as), Hz. Davud (as) gibi kutlu insanlara tabi olanlar, Allah'ın izniyle, Allah Katında ecirlerini almışlardır. Peygamberlerden birini görme imkanı olmamış müminlerin de duaları, ahiret gününde peygamberlerin dostları arasında olmak, cennette onlarla birlikte sonsuz bir yaşam sürebilmektir.
Ahir zaman, peygamberleri seven ve itaat eden tüm müminler için çok kutlu ve müjdeli bir zamandır. Çünkü, Rabbimiz iki bin yıl aradan sonra, ahir zamanda elçisini yeniden dünyaya göndereceğini müjdelemiştir. Bu elçi, Hz. İsa (as)'dır. Allah'ın izniyle Hz. İsa (as), bu yüzyılda bir İslam peygamberi olarak yeniden dünyaya dönecek, Hz. Mehdi (as) ile birlikte tüm dünyanın Müslüman olmasına vesile olacaktır.

Bu, Müslümanlar için çok önemli bir müjdedir. Çünkü Hz. İsa (as)'ın gelişi hem Kuran ayetlerinde hem de sevgili Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde haber verilmiştir. Hz. Muhammed (sav)'e derin bir bağlılık ve sevgi duyan tüm Müslümanlar, Hz. İsa (as)'a da sevgi, saygı ve hürmet duyarlar. Peygamberimiz (sav)'in Ebu Hureyre'den rivayet edilen bir hadis-i şerifinde şöyle buyurulmuştur:
Ben, dünyada da ahirette de Meryem'in oğluna insanların en yakınıyım. Benimle onun arasında başka bir peygamber yok. Peygamberler kardeştirler, dinleri de birdir.
  ... Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih'tir. O, dünyada ve ahirette 'seçkin, onurlu, saygındır' ve (Allah'a) yakın kılınanlardandır. (Al-i İmran Suresi, 45)

 Peygamberimiz (sav)'in de buyurduğu gibi, tüm peygamberler gönderildikleri topluma aynı din ahlakını emretmişlerdir. Bütün elçiler, içinde yaşadıkları toplumu yalnızca Allah'a iman etmeye, O'na kulluk etmeye, O'nu razı edecek bir hayat yaşamaya davet etmişler; ahiret gününün azabından korunmaları için halklarına yol göstermişlerdir. Diğer bir deyişle, tüm peygamberler halklarına hak olan tek bir dini tebliğ etmişlerdir. Allah'ın tüm peygamberlerine indirdiği ve peygamberlerin de halklarına tebliğ ettikleri dinin aynı olduğu bir ayette şöyle haber verilir:
O: "Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuh'a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri' etti ... (Şura Suresi, 13)
Dolayısıyla Hz. İsa (as) da, yeniden geldiğinde insanları Allah'ın tüm peygamberlerine indirmiş olduğu hak dine davet edecektir. Bu din İslamiyet'dir. Nitekim dinin Allah Katında İslam olduğu, "Hiç şüphesiz din, Allah Katında İslam'dır..." (Al-i İmran Suresi, 19) ayetiyle haber verilmiştir. Hz. İsa (as) yeryüzüne yeniden geldiğinde Hıristiyanlığı tahrif edilmiş tüm yönlerinden arındıracak, insanlar arasında son hak kitap olan Kuran'la hükmedecek ve tüm insanları İslam ahlakında birleştirecektir.

Hiç şüphesiz, Hz. İsa (as)'ın en önemli savunucuları ve destekçileri de samimi olarak iman eden Müslümanlar olacaktır. Çünkü samimi Müslümanlar, Hz. İsa (as)'ı -tüm peygamberleri olduğu gibi- gönülden severler. Hz. İsa (as)'ın, Allah'ın seçkin kıldığı kullarından biri olduğuna iman ederler. Kendilerine yalnızca Allah'ı, Allah'ın Resulünü ve salih müminleri dost edinen Müslümanların, Hz. İsa (as)'a duydukları hürmet çok derindir. Bu güçlü sevgi ve bağlılığın kaynağı, hiç şüphesiz Allah sevgisi, Allah korkusu ve Allah'ın elçisi Hz. Muhammed (sav)'e itaattir.

Комментариев нет:

Отправить комментарий