Hz. İsa (as)'ı Nasıl Beklemeliyiz?

Dünyanın içinde bulunduğu mevcut durum, Hz. İsa (as)'ın gelişi için hazırlanırken hangi konulara öncelik verilmesi gerektiğini bizlere göstermektedir. İnkarcı ideolojilerin toplumlar üzerinde oluşturduğu tahribatın, dünya tarihinde belki de en yoğun olarak yaşandığı dönem, bu dönemdir. Şiddetin, terörün, zulmün, sahtekarlığın, dolandırıcılığın, yalancılığın, ahlaksızlığın, çatışmaların, yoksulluğun dünya genelinde yaygın olması, yeryüzünün "fitne" ile dolu olduğunu göstermektedir.
Tüm bu zulüm ve dejenerasyon, Allah'ın varlığını ve birliğini inkar eden, ahiret gününe inanmayanların kurmuş oldukları batıl sistemlerden güç bulmakta ve gelişip yayılmaktadır. Bu durum karşısında Müslümanların söz konusu ortama zemin oluşturan, bu bozulmayı teşvik eden ideolojik kaynakları fikren ortadan kaldırmaları gerekir. Bunu yapabilmenin en önemli yollarından biri, Müslümanların bu fikri mücadelede birlik ve beraberlik ruhu içinde olmalarıdır .



Müşrikler istemese de, O, dini (İslam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve
hak dinle gönderen O'dur.
(Tevbe Suresi, 33)
Hz. İsa (as)'ın gelişinin yakınlaştığı bu dönemde inkarcı ideolojilere karşı yürütülmesi gereken fikri mücadele, tüm Müslümanların üzerinde önemli bir sorumluluktur. Bununla birlikte Hz. İsa (as)'ı bekleyen İslam dünyasının, kendi iç anlaşmazlıklarını ve fikir ayrılıklarını bir kenara bırakarak, birlik ve beraberliğini sağlamış olması son derece önemlidir. Böyle bir dönemde, kendi iç sorunları ile boğuşan, içe kapalı bir yapı geliştirmek kuşkusuz büyük bir hata ve önemli bir vebal olabilir.
Kuran ahlakını eksiksiz yaşayıp Peygamberimiz (sav)'in sünnetini kendilerine rehber edinen Müslümanlar birleştirici davranmalı, dayanışma ve kaynaşma ruhunu ön plana çıkararak, tüm Müslümanların "din kardeşleri" oldukları gerçeğini İslam dünyasına yeniden hatırlatmalıdırlar. Müminlerin birlik ve beraberlik ruhu içinde hareket etmeleri, Rabbimiz'in emrinin gereğidir:
Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar. (Al--i İmran Suresi, 103)
Üstelik Allah'ın izni ile bu ittifak, inkarcı ideolojilerin fikren mağlup olmasının en önemli aşamalarından biri olacaktır. Rabbimiz, Kuran'da inkarcıların ittifakını haber vermiş ve iman edenlerin de birbirleriyle dost olmaları ve birbirlerine yardım etmeleri gerektiğini bildirmiştir. Bu, yeryüzünde bozgunculuğun ortadan kaldırılması için gereklidir. Ayette şu şekilde buyurulmaktadır:
İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (Enfal Suresi, 73)
Ayrılıkları ve farklılıkları bir kenara bırakıp, tüm Müslümanların "kardeş" olduğu gerçeğini hatırlayan ve bu manevi kardeşliğin getirdiği güzel ahlakı yaşayan İslam dünyası, bu yönü ile hem tüm dünyaya örnek olacak hem de Hz. İsa (as) için çok güzel bir ortam sağlamış olacaktır.
Hz. İsa (as) geldiğinde İslam dünyası, içindeki kültürel ve geleneksel farklılıkları birer zenginlik unsuru haline dönüştürmüş, inkarcı ideolojilerin İslam dünyası üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmış, Kuran ahlakını yaşamakta ittifak etmiş bir bütün olmalıdır.

Onlar ki, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de (geleceği) yazılı bulacakları ümmi haber getirici (Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar; o, onlara marufu (iyiliği) emrediyor, münkeri (kötülüğü) yasaklıyor, temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılıyor ve onların ağır yüklerini, üzerlerindeki zincirleri indiriyor. Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır.
(Araf Suresi, 157)

Комментариев нет:

Отправить комментарий