Romalı putperestlerin Hz. İsa (as)'ı                            öldürmek için kurdukları plan, tarihin farklı dönemlerinde                            inkarcıların pek çok peygambere karşı kurdukları tuzaklardan                            biridir. Allah Kuran'da, inkarcıların ne zaman kendilerine                            bir peygamber gelse ve onları gerçek din ahlakını yaşamaya                            davet etse, muhakkak ona karşı çeşitli tuzaklar kurduklarını                            ve hatta onu öldürmeye kalkıştıklarını haber vermiştir.
Andolsun, Biz Musa'ya kitabı verdik ve ardından peşpeşe elçiler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da apaçık belgeler verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs'le teyid ettik. Demek, size ne zaman bir elçi nefsinizin hoşlanmayacağı bir şeyle gelse, büyüklük taslayarak bir kısmınız onu yalanlayacak, bir kısmınız da onu öldürecek misiniz? (Bakara Suresi, 87)
Hz. İbrahim (as)'ı ateşe atan, ordularıyla birlikte Hz. Musa (as)'ı takip eden, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed                            (sav)'i bir gece baskınıyla şehit etmeye  kalkışan, Hz.                            Yusuf (as)'ı kuyuya terk eden, sadece "Rabbimiz Allah'tır"                            dedikleri için müminleri yurtlarından sürmeye kalkışanlar,                            farklı dönemlerde yaşamış olmakla birlikte benzer düşünce                            yapısına sahip olan insanlardır. Hepsi, Allah'a ve elçilerine                            başkaldırmaya kalkışmış, Allah'ın emrettiği din ahlakına                            karşı gelmiş, ahirette yaptıklarının hesabını vereceklerini                            göz ardı etmişlerdir. Peygamberlerin, kendilerine Allah'ın                            kulu olduklarını hatırlatmalarına, onları fedakar olmaya,                            sadaka vermeye, Allah rızası için iyilikte bulunmaya,                            adil olmaya, tevazulu olmaya davet etmeleri öfke duymalarına                            ve Allah Katında seçkin ve tertemiz olan elçiler aleyhinde                            tuzaklar kurmalarına neden olmuştur. İnkarcıların bu                            zihniyeti bir Kuran ayetinde şöyle haber verilmektedir:
... Onlara elçiler göndermiştik. Onlara ne zaman nefislerinin hoşuna gitmeyen bir şeyle bir elçi geldiyse, bir bölümünü yalanladılar, bir bölümünü de öldürdüler. (Maide Suresi, 70)
Benzer bir şekilde Mekkeli müşriklerin de Hz. Muhammed                            (sav)'i yurdundan çıkarmak ve şehit etmek  için tuzaklar                            tasarladıkları Kuran'da bildirilmiştir. Rabbimiz, inkarcılar                            bu tuzağı kurarken Kendisi'nin de onlara bir tuzak kurduğunu                            haber vermiştir. Hiç kuşku yok, tuzak kuranların en                            üstünü Yüce Allah'tır. 
Hani o inkar edenler, seni tutuklamak ya da öldürmek veya sürgün etmek amacıyla, tuzak kuruyorlardı. Onlar bu tuzağı tasarlıyorlarken, Allah da bir düzen (bir karşılık) kuruyordu. Allah, düzen kurucuların (tuzaklarına karşılık verenlerin) hayırlısıdır. (Enfal Suresi, 30)
Daha önce de  belirttiğimiz gibi inkar  edenler Hz. İsa (as)'ı da öldürmeye kalkışmışlardır.  Kendilerince çok  kapsamlı bir plan yapmış ve Hz. İsa (as)'ı ele geçirerek   öldüreceklerini düşünmüşlerdir. Bu kimselerin Hz. İsa aleyhinde düzen   kurdukları Kuran'da şu şekilde bildirilmiştir:
Nitekim İsa, onlarda inkarı sezince, dedi ki: "Allah için bana yardım edecekler kimdir?" Havariler: "Allah'ın yardımcıları biziz; biz Allah'a inandık, bizim gerçekten Müslümanlar olduğumuza şahid ol" dediler. "Rabbimiz, biz indirdiğine inandık ve elçiye uyduk. Böylece bizi şahidlerle beraber yaz." Onlar (inanmayanlar) bir düzen kurdular. Allah da (buna karşılık) bir düzen kurdu. Allah, düzen kurucuların en hayırlısıdır. (Al-i İmran Suresi, 52-54)
Allah onların tuzaklarını hiç ummadıkları bir şekilde                            tersine çevirmiştir. Hz. İsa (as)'ı hiçbir şekilde öldürememişler,                            ancak bu konuda onlara bir benzetilme yapılmıştır. Rabbimiz                            bu seçkin kulunu, inkar edenlerin tuzaklarından koruyup                            kurtarmıştır. Nisa Suresi'nin 157-158. ayetlerinde bu                            gerçek şöyle bildirilmektedir:
Ve: "Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük" (katelna) demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler (ma katelehu) ve onu asmadılar (ma salebe). Ama onlara (onun) benzeri gösterildi (şubbihe). Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler (ma katelehu). (Nisa Suresi, 157)
Bilakis; Allah onu Kendine yükseltti. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisa Suresi, 158)
Kuran'ın diğer ayetlerinde de haber verildiği gibi,                            Hz. İsa (as) ölmemiştir ve Allah Katında diridir. Allah'ın,                            Kuran'da Hz. İsa (as)'a kurulan tuzakların bozulduğunu bildirmiş                            olması da, Hz. İsa (as)'ın Allah Katında diri olduğunun                            önemli delillerinden biridir. Eğer Hz. İsa (as)bazı kimselerin                            iddia ettiği gibi ölmüş olsaydı (ki bu doğru değildir),                            o takdirde bu, inkar edenlerin kurdukları tuzakla hedeflerine                            ulaşmış oldukları anlamına gelirdi. Zira bu tuzağın                            ana hedefi Hz. İsa (as)'ın öldürülmesidir. Ancak Allah,                            Hz. İsa (as)'a kurulacak olan bu tuzağı bozacağını bildirmiş                            ve "... Allah, kafirlere mü'minlerin                            aleyhinde kesinlikle yol vermez." (Nisa Suresi,                            141) ayetinin bir tecellisi olarak, inkar edenlerin                            Hz. İsa (as)'ı öldürmelerine izin vermemiştir. Kuran'ın                            pek çok ayetinde, inkar edenlerin tuzaklarının hiçbir                            şekilde başarıya ulaşamayacağı, bu tuzakların yerle                            bir edilmesinin Allah'ın sünnetinin bir gereği olduğu                            haber verilmiştir. Bu ayetlerden bazıları şu şekildedir:
Gerçek şu ki, onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah Katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır. (İbrahim Suresi, 46)
Gerçekten Allah, kafirlerin hileli-düzenlerini boşa çıkarıcıdır. (Enfal Suresi, 18)
Yoksa hileli-bir düzen mi kurmak istiyorlar? Fakat (asıl) 'o inkar edenler hileli-düzene düşecek olanlardır. (Tur Suresi, 42)
Şüphesiz Allah, (müşriklerin saldırı ve sinsi tuzaklarını) iman edenlerden uzaklaştırmaktadır. Gerçekten Allah, hain ve nankör olan kimseyi sevmez. (Hac Suresi, 38)
Doğrusu onlar, hileli bir düzen planlayıp kuruyorlar; Ben de bir düzen kurup hazırlıyorum. Sen kafirlere bir mühlet ver, az bir süre tanı. (Tarık Suresi, 15-17)
Onlardan öncekiler, hileli-düzenler kurmuşlardı da, Allah(ın azap emri) onların kurdukları yapıların temellerine geldi, böylece üstlerindeki tavan tepelerine çöktü; azap onlara şuurunda olmadıkları yerden gelmişti. (Nahl Suresi, 26)

 



Комментариев нет:
Отправить комментарий