Günümüzde Hz. İsa (as)'ın yeryüzüne ilk gelişinde tebliğ                            etmiş olduğu hak din, özünden uzaklaşmış ve tahrif edilmiştir.                            Kuran'da bildirildiği gibi, Hz. İsa (as)'ın ardından üçleme                            ve Hz. İsa (as)'ın ilahlaştırılması (Allah'ı tenzih ederiz)                            gibi çeşitli sapkın inanışlar Hıristiyanlığa dahil edilmiştir.                            Hz. İsa (as) yeryüzüne geldiğinde öncelikle, Hıristiyanlığı                            bu sapkın inanışlardan arındıracaktır. İki bin yıldan                            bu yana özünden uzaklaşma süreci yaşamış olan Hıristiyanlığı                            özüne döndürebilecek olan tek kişi Hz. İsa (as)'dır. Kendisini                            bekleyen Hıristiyan dünyasına gerçek din ahlakını yani                            Kuran'da bildirilen İslam ahlakını anlatacak, Hıristiyan                            dünyası hak dine yönelecektir. Hz. İsa (as)'a tabi olanlar                            da gerçek İseviler olacaklardır. 
Gerçek İsevilerin kimler olduğu, geçtiğimiz  yüzyılın                            müceddidi büyük İslam alimi Bediüzzaman Said  Nursi'nin                            açıklamalarında hikmetli bir şekilde  anlatılmaktadır.                            Üstad'ın bu sözlerini detaylı olarak  incelediğimizde                            gerçek İsevilerin; Kuran ahlakına ve sünnete  uyan, Hz. İsa (as)'a itaat eden kimseler olacağı anlaşılmaktadır.                            Bu dönemde dinlerinin içine karışmış olan  hurafelerden                            ve batıl inanışlardan yüzçevirerek gerçek  İslam ahlakına                            yönelecek olan Hıristiyanlar ve samimi  Müslümanlar,                            gerçek İseviler olacaklardır. Müslümanlar ve  batıl inanışlarından                            kurtulan Hıristiyanlar, Hz. İsa (as)  vesilesiyle büyük bir                            ittifak kuracaklardır. Gerçek İsevilerin  ittifakı yeryüzündeki                            din ahlakına karşı olan her türlü sistem ve  uygulamanın                            tamamen ortadan kaldırılmasını sağlayacaktır. 
Üstad'ın konuyla ilgili bazı açıklamaları şu şekildedir:                          
                         "Ahir zamanda Hazret-i İsa (as) gelecek, Şeriat-ı Muhammediye ile amel edecek" mealindeki hadisin sırrı şudur ki: Ahir zamanda felsefe-i tabiiyenin (tabiat felsefesi) verdiği cereyan-ı küfriye (inkarcı hareket) ve inkar-ı uluhiyete (Allah'ı inkar) karşı İsevilik dini tasaffi ederek (arınarak) ve hurafattan tecerrüd edip (hurafelerden temizlenip) İslamiyete inkılab edeceği bir sırada, nasıl ki İsevilik şahs-ı manevisi, vahy-i semavi kılıncıyla o müdhiş dinsizliğin şahs-ı manevisini öldürür; öyle de Hazret-i İsa, İsevilik şahs-ı manevisini temsil ederek, dinsizliğin şahs-ı manevisini temsil eden Deccal'ı öldürür... yani inkar-ı uluhiyet fikrini öldürecek.
"...felsefe-i tabiiyenin verdiği cereyan-ı                            küfriye ve inkar-ı uluhiyete (Allah'ı inkar) karşı...":                            Bediüzzaman, Hz. İsa (as)'ın Darwinizm'in meydana getirdiği                            inkarcı harekete ve Allah'ın varlığını inkar edenlere                            karşı büyük bir mücadele yürüteceğini belirtmektedir.
                         |  Onların hepsi bir değildir. Kitap Ehli'nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah'ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. (Al- i İmran Suresi, 113) Bunlar, Allah'a                                  ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder,                                  münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar.                                  İşte bunlar salih olanlardandır.(Al-i İmran Suresi,                                  114)  | 
"...İsevilik dini tasaffi ederek (arınarak)                            ve hurafattan tecerrüd edip İslamiyete inkılab edeceği..."                            Bediüzzaman bu hikmetli açıklamasında Hz. İsa (as)'ın ahir                            zamanda tekrar dünyaya geldiğinde, İslam dininin gereklerine                            göre hareket edeceği yönündeki hadisi tefsir etmektedir.                            Hz. İsa (as)'ın mücadelesi çeşitli hurafeler ve geleneklerle                            özünden uzaklaşan Hıristiyanlığın özüne dönmesi ile                            başlayacaktır. Hz. İsa (as) Hıristiyanlığı tüm batıl inanışlardan                            temizleyecek ve ona tabi olduklarını söyleyen tüm Hıristiyanlar                            gerçek din ahlakına yani İslamiyet'e döneceklerdir.
                         Ve Kuran'a iktida (uymak, tabi olmak) ederek, o İsevilik şahsı manevisi tabi; ve İslamiyet, metbu (tabi olunan) makamında kalacak. Din-i Hak, bu iltihak neticesinde azim bir kuvvet bulacaktır. Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan İsevilik ve İslamiyet ittihad neticesinde, dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken; alem-i semavatta cism-i beşerisiyle bulunan şahs-ı İsa (as), o din-i hak cereyanının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sadık (Hz. Muhammed sav), bir Kadir-i Külli Şey'in va'dine istinad ederek haber vermiştir. Madem haber vermiş, haktır; madem Kadir-i Külli Şey va'detmiş, elbette yapacaktır.
"...Kuran'a iktida (uymak, tabi olmak) ederek,                            o İsevilik şahsı manevisi tabi; ve İslamiyet, metbu                            makamında kalacak..": Hıristiyanlığın Hz. İsa (as)                           ile başlayacak olan hak dine dönüşümü, son kitap olan                            ve herkesin uymakla mükellef olduğu Kuran'a tabi olmakla                            neticelenecektir. Hz. İsa (as)'ın şahsı ve ona tabi olan                            Hıristiyanlar İslam'a tabi olacaktır. 
                         "...Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken                            mağlub olan İsevilik ve İslamiyet ittihad neticesinde,                            dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak...":                            Hz. İsa (as)öncülüğündeki Hıristiyanlık Kuran'a tabi olduğunda                            çok büyük bir güç oluşacaktır. Çünkü günümüzde dünya                            nüfusunun çoğunluğuna sahip iki din olan Hıristiyanlık                            ve Müslümanlık hem siyasi, hem ekonomik hem de manevi                            yönden çok büyük iki kuvvettirler. Bu nedenle de dinsiz                            ideolojiler karşısında birleştiklerinde çok büyük bir                            güç kazanarak dinsizlik akımlarını fikren mağlup edip,                            dağıtacaklardır. İnsanları hayatlarının gerçek amacından                            uzaklaştıran bencil, sevgisiz, çatışmacı bir hayata                            iten materyalist felsefe ve dinsizliğin dünya üzerindeki                            etkileri, iki dinin birleşmesiyle ortadan kalkacaktır. 
"...cism-i beşerisiyle bulunan şahs-ı İsa (as),                            o din-i hak cereyanının başına geçeceğini...": İki                            dinin ittifakı ve Hıristiyanların Kuran'a tabi olması                            ile dünyada nüfus çoğunluğuna sahip olacak iki din,                            tek bir ses ve tek bir vücut gibi hareket edecek, bu                            hak dinin başına ise Hz. İsa (as)geçecektir. Bediüzzaman                            bu sözünde Hz. İsa (as)'ın yeryüzüne gelip, samimi olarak                            iman edenlerin başına geçeceğini Peygamberimiz (sav)'in                            hadislerinde haber verdiğini hatırlatmış ve bu nedenle                            de bu haberin mutlak gerçekleşecek olan hak bilgi olduğunu                            söylemiştir.
                          



Комментариев нет:
Отправить комментарий