İddia IV ve Açıklaması

Bazı kimseler de Hz. İsa (as)'ın ölmediği ve tekrar yeryüzüne geleceği inancının Hıristiyanlığa ait, dolayısıyla tahrif edilmiş bir inanç olduğu yanılgısını öne sürmektedirler. Ancak bu son derece yanlıştır.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, dünyadaki diğer iki İlahi din olan Musevilik ve Hıristiyanlık zaman içerisinde dejenere olmuş, bu dinlerin içlerine birtakım hurafeler ve batıl inanışlar karışmıştır. Bununla birlikte, Musevilerin kutsal kitabı Tevrat ve Hıristiyanların kutsal kitabı İncil incelendiğinde, hak dine ait bazı inanç ve ahlak esaslarının da muhafaza edildiği ve Kuran ile mutabık yönlerinin olduğu açıkça görülecektir. Söz konusu dinlerin hangi inançlarının tahrif edilmiş, hangilerinin hak dine uygun olduğunu ise ancak Kuran'ı ve Peygamber Efendimiz (sav)'in sünnetini rehber edinerek belirleyebiliriz.


Kuran, Allah Katından gönderilmiş son hak kitaptır. Allah, Kuran'ın indiriliş hikmetlerinden birinin de, insanların haklarında ihtilafa düştükleri konularda onları doğru yola iletmesi olduğunu bildirmiştir. Kuran'ın indirilmesinden önce çeşitli konularda kendi aralarında ayrılığa düşen Museviler ve Hıristiyanlara, Kuran'la birlikte bu konulardaki en doğru ve hak bilgi gelmiştir. Ayetlerde şu şekilde bildirilmektedir:
Biz Kitab'ı ancak, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi onlara açıklaman ve inanan bir kavme rahmet ve hidayet olması dışında (başka bir amaçla) indirmedik. (Nahl Suresi, 64)
Ey Kitap Ehli, kitaptan gizlemekte olduklarınızın çoğunu size açıklayan ve birçoğundan geçiveren elçimiz geldi. Size Allah'tan bir nur ve apaçık bir kitap geldi. (Maide Suresi, 15)

Hak melik olan Allah pek yücedir, O'ndan başka İlah yoktur; Kerim olan Arş'ın Rabbidir.
(Müminun Suresi, 116)
Kuran'da Hz. Musa (as) ve Hz. İsa (as)'ın hayatları, onlara tabi olan inananların yaşamları, temel inançları, ahlaki değerleri, Müslümanların Musevilere ve Hıristiyanlara bakış açısının ve tavrının nasıl olması gerektiği gibi konular detaylı olarak açıklanmıştır. Museviler ve Hıristiyanlarla ilgili Kuran'da yer alan önemli bilgilerden biri de, bu dinlerde dejenere olmuş inanç ve hükümlerin hangileri olduğudur. Tahrif olmuş inançların başında Hıristiyanların, Hz. İsa (as)'ın Allah'ın oğlu olduğunu öne sürmeleri gelmektedir. (Allah'ı tenzih ederiz.) Hıristiyanlar, bu konuda büyük bir sapkınlık içine düşmüş ve Hz. İsa (as)'ı ilahlaştırmaya (Allah'ı tenzih ederiz.) kalkışmışlardır. Aynı şekilde, Hıristiyanlık inancının temel esaslarından biri haline gelen üçleme de sapkın bir inanıştır. Allah Kuran'da Hıristiyanların dinlerini bu şekilde tahrif etmekle çok büyük bir sorumluluk yüklendiklerini bildirmiştir. Konuyla ilgili bazı ayetler şu şekildedir:
Museviler: "Üzeyir Allah'ın oğludur" dediler; Hıristiyanlar da: "Mesih Allah'ın oğludur" dediler. Bu, onların ağızlarıyla söylemeleridir; onlar, bundan önceki inkar edenlerin sözlerini taklid ediyorlar. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar? (Tevbe Suresi, 30)
Ey Kitap Ehli, dininiz konusunda taşkınlık etmeyin, Allah'a karşı gerçek olandan başkasını söylemeyin. Meryem oğlu Mesih İsa, ancak Allah'ın elçisi ve kelimesidir. Onu ('Ol' kelimesini) Meryem'e yöneltmiştir ve O'ndan bir ruhtur. Öyleyse Allah'a ve elçisine inanınız; "üçtür" demeyiniz. (Bundan) kaçının, sizin için hayırlıdır. Allah, ancak bir tek İlah'tır. O, çocuk sahibi olmaktan Yücedir. Göklerde ve yerde her ne varsa O'nundur. Vekil olarak Allah yeter. (Nisa Suresi, 171)
Andolsun, "Şüphesiz, Allah Meryem oğlu Mesih'tir." diyenler küfre düşmüştür. De ki: "O, eğer Meryem oğlu Mesih'i, onun annesini ve yeryüzündekilerin tümünü helak (yok) etmek isterse, Allah'tan (bunu önlemeye) kim bir şeye malik olabilir? Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin tümünün mülkü Allah'ındır; dilediğini yaratır. Allah herşeye güç yetirendir. (Maide Suresi, 17)
Hıristiyanların bu tarz sapkın inanışlar geliştirmekle ne kadar büyük bir sorumluluk yüklendikleri bir başka ayette ise şu şekilde bildirilir:
"Rahman çocuk edinmiştir" dediler. Andolsun, siz oldukça çirkin bir cesarette bulunup-geldiniz. Neredeyse bundan dolayı, gökler paramparça olacak, yer çatlayacak ve dağlar yıkılıp göçüverecekti. Rahman adına çocuk öne sürdüklerinden (ötürü bunlar olacaktı.) Rahman (olan Allah)a çocuk edinmek yaraşmaz. (Meryem Suresi, 88-92)
Bunun yanı sıra, Hıristiyanlık ve Musevilikte ahiret gününe, peygamberlere, meleklere iman gibi temel inanç esasları; dürüst olmak, yardım sever olmak, sabırlı ve vefakar olmak, ihtiyaç içinde olanları koruyup kollamak, adaleti sağlamak, güzel söz söylemek, mütevazı olmak, barışsever olmak gibi hak din ahlakının gereği olan değerler muhafaza edilmiştir. Ayetlerde samimi olarak iman eden Kitap Ehli'nin bazı güzel özellikleri şu şekilde bildirilmiştir:
Onların hepsi bir değildir. Kitap Ehli'nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah'ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır. Onlar hayırdan her ne yaparlarsa, elbette ondan yoksun bırakılmazlar. Allah, muttakileri bilendir. (Al-i İmran Suresi, 113-115)

Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer; seçim onlara ait değildir. Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir, yücedir. (Kasas Suresi, 68)
Hıristiyanların Hz. İsa (as)'ın ölmediğine ve yeryüzüne ikinci kez geleceğine dair inançlarına da Kuran'da açıklık getirilmiştir. Hangi yönlerinin batıl, hangi yönlerinin hak olduğu açıklanmıştır. Hz. İsa (as)'ın Allah Katına yükseltilmesi konusunda Hıristiyanların, üçleme ve Hz. İsa (as)'ı sözde ilahlaştırma (Allah'ı tenzih ederiz.)  gibi sapkın inançlarından kaynaklanan birtakım yanlış yorumları bulunmaktadır. Buna göre Hıristiyanlar, Hz. İsa (as)'ın tüm insanların günahının bir kefareti olarak çarmıha gerildiğini, çarmıhta öldükten sonra yeniden dirilip Allah Katına yükseldiğini öne sürmektedirler. Hıristiyanların bu yorumları dejenere edilmiş, gerçek dine uygun olmayan yorumlardır. Allah, Kuran'da hiçbir insanın bir diğerinin günahını yüklenemeyeceğini bildirmiştir. Herkesin yaptıkları kendi lehine veya aleyhinedir. Her nefis hesap gününde tek başına sorguya çekilecek ve -Allah'ın dilemesi dışında- hiç kimse bir başkasına yardım etmeye güç yetiremeyecektir. Bu gerçek ayette şu şekilde bildirilmiştir:
Kim hidayete ererse, kendi nefsi için hidayete erer; kim de saparsa kendi aleyhine sapar. Hiçbir günahkar, bir başkasının günah yükünü yüklenmez. Biz, bir elçi gönderinceye kadar (hiçbir topluma) azap edecek değiliz. (İsra Suresi, 15)
Hz. İsa (as) ise, Allah'ın elçisi ve peygamberidir. O, "Gerçekten Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz'dir. Öyleyse O'na ibadet edin. Dosdoğru olan yol işte budur." (Al-i İmran Suresi, 51) ayetiyle bildirildiği gibi halkını yalnızca Allah'a kulluk etmeye, Allah'ın razı olduğu bir hayat yaşamaya çağırmıştır. Onları ahiret gününün azabına karşı uyarıp korkutmuştur. Gösterdiği büyük mucizeler ise Allah'ın dilemesiyle gerçekleşmiştir. Allah dilemedikçe, tüm insanlar gibi Hz. İsa (as)'ın da hiçbir şeye güç yetirmesi mümkün değildir. Kuran'da Hz. İbrahim (as)'ın duasını haber veren ayetlerde bildirildiği gibi, insanı "... yediren ve içiren, hastalandığında şifa veren, öldüren ve dirilten, ahiret gününde iyilikte bulunanları bağışlayacak, kötülükte bulunanları azaplandıracak olan" (Şuara Suresi, 79-82) yalnızca Allah'tır. Hıristiyanlar ise, Hz. İsa (as)'ın tüm insanlığın günahlarının kefareti olarak çarmıha gerildiğini söyleyerek büyük bir hataya düşmüşlerdir.

Ancak Hz. İsa (as)'ın tekrar yeryüzüne geleceğine dair inançları Kuran'da açık ve net olarak pekiştirilmiştir. Eğer Hz. İsa (as)'ın yeniden yeryüzüne dönecek olması Hıristiyanların tahrif edilmiş inançlarından biri olsaydı (ki bu doğru değildir), hiç şüphesiz diğer tüm sapkın inanışları gibi bu da Kuran'da bildirilirdi. Kuran'da Hıristiyanların ihtilafa düştükleri konular açıklanarak Hz. İsa (as) ile ilgili gerçek olan bilgi haber verilmiştir. Buna göre, inkar edenlerin Hz. İsa (as)'a kurdukları tuzaklar bozulmuş, Hz. İsa (as) ölmemiş ve öldürülmemiştir. Hz. İsa (as) Allah Katına yükseltilmiştir ve -Hıristiyanların da bekledikleri gibi- Allah'ın takdir ettiği zaman geldiğinde yeniden dünyaya gelecektir. Hıristiyanların, Hz. İsa (as)'ın Allah Katındaki yaşamı hakkında sahip oldukları bazı inançlar da batıl yorumlar içermektedir. Kuran'da bize bildirilen gerçek, Hz. İsa (as)'ın zaman ve mekanın olmadığı bir boyutta hayatta olduğudur. Bu boyutun nasıl bir alem olduğu ise Rabbimiz'in bilgisi dahilindedir.

Комментариев нет:

Отправить комментарий