Hz. İsa (as)'ın yeniden yeryüzüne geleceği gerçeğini kabul etmek istemeyenlerin öne sürdükleri iddialardan biri de, "Hz. İsa (as)'ın gelişine inanmanın, Hıristiyanlığı savunmak olduğu" yanılgısıdır.
Bu yanılgı, hatalı ve çarpık bir mantık örgüsünün ürünüdür. Hz. İsa (as), Allah Katında övülmüş, seçkin kılınmış, mübarek bir peygamberdir. Üstün ahlakı ve derin imanı tüm müminler tarafından saygıyla anılmakta ve örnek alınmaktadır. Hz. İsa (as)'ın ahlakını övmek, böyle kutlu bir insanın yeniden dünyaya gelecek olmasından heyecan duymak, bu gerçeği tüm iman edenlere müjdelemek olması gereken güzel tavır örnekleridir. "Hıristiyanlığa destek vermek olur" gibi akıl ve mantık dışı bir mazaret öne sürerek, Hz. İsa (as)'ın geleceği gerçeğini göz ardı etmeye çalışmak kesinlikle makul bir davranış değildir.
Bu çarpık mantığa göre, Hıristiyanlarla ilgili hiçbir şeyin anlatılmaması ve konuşulmaması gerekir. Aynı şekilde Hz. Musa (as)'ın güzel ahlakı ve örnek hayatı da Musevilere destek olmak anlamı taşır gerekçesiyle hiç anlatılmamalıdır. Kuran'da Hz. İsa (as)'ı, Hz. Musa (as)'ı, Hz. Yusuf (as)'ı, Hz. İbrahim (as)'ı, Hz. Yakub (as)'ı ve onlarla birlikte iman edenleri öven pek çok ayet yer almaktadır. Bu yanlış mantığa göre, bu ayetlerin de okunmaması gerekir. Bunların kabul edilebilir gerekçeler olmadığı son derece açıktır. Daha önce de belirttiğimiz gibi Kitap Ehli'nin hak dine uygun olmayan çeşitli sapkın inançları ve uygulamaları vardır ve bunlar Kuran'da bildirilmiştir. Aynı şekilde, güzel ve iyi yönleri, gerçek din ahlakına uygun inanış ve uygulamaları da haber verilmiştir. Bize düşen Kitap Ehli'ni, Kuran'a ve sünnete bakarak değerlendirmek, bu hak kaynaklardan edindiğimiz bilgi ile doğruyu yanlıştan ayırt etmektir.
Unutmamak gerekir ki, Müslümanlar, "... Biz Allah'a; bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa'ya verilen ile peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz O'na teslim olmuşlarız." (Bakara Suresi, 136) ayetiyle buyurulduğu gibi tüm peygamberlere birini diğerinden ayırt etmeden iman etmişlerdir ve hepsini derin bir sevgiyle severler. Rabbimiz'in kutlu bir elçisi olan Hz. İsa (as)'ın da kıyametten önceki dönemde tekrar yeryüzüne gelecek olması iman edenler için akıl ve mantık dışı gerekçeler öne sürerek konuşulmaması gereken bir konu değildir. Tam tersine büyük bir şevk, aşk ve heyecan ile sürekli gündemde tutulması gereken bir müjdedir.
Söz konusu kimselerin böyle bir iddia öne sürmekle yanıldıklarını ortaya koyan bir diğer gerçek de, Hz. İsa (as)'ın yeniden dünyaya geldiğinde, insanlar arasında Kuran ile hükmedecek olmasıdır. Hz. İsa (as) da diğer tüm peygamberler gibi, Allah Katında gerçek ve hak olan dine yani İslam'a tabidir. Allah Katında hak dinin İslam olduğu ve tüm peygamberlerin aynı dine tabi oldukları ayetlerde şu şekilde haber verilmiştir:
Tweet
Bu yanılgı, hatalı ve çarpık bir mantık örgüsünün ürünüdür. Hz. İsa (as), Allah Katında övülmüş, seçkin kılınmış, mübarek bir peygamberdir. Üstün ahlakı ve derin imanı tüm müminler tarafından saygıyla anılmakta ve örnek alınmaktadır. Hz. İsa (as)'ın ahlakını övmek, böyle kutlu bir insanın yeniden dünyaya gelecek olmasından heyecan duymak, bu gerçeği tüm iman edenlere müjdelemek olması gereken güzel tavır örnekleridir. "Hıristiyanlığa destek vermek olur" gibi akıl ve mantık dışı bir mazaret öne sürerek, Hz. İsa (as)'ın geleceği gerçeğini göz ardı etmeye çalışmak kesinlikle makul bir davranış değildir.
Bu çarpık mantığa göre, Hıristiyanlarla ilgili hiçbir şeyin anlatılmaması ve konuşulmaması gerekir. Aynı şekilde Hz. Musa (as)'ın güzel ahlakı ve örnek hayatı da Musevilere destek olmak anlamı taşır gerekçesiyle hiç anlatılmamalıdır. Kuran'da Hz. İsa (as)'ı, Hz. Musa (as)'ı, Hz. Yusuf (as)'ı, Hz. İbrahim (as)'ı, Hz. Yakub (as)'ı ve onlarla birlikte iman edenleri öven pek çok ayet yer almaktadır. Bu yanlış mantığa göre, bu ayetlerin de okunmaması gerekir. Bunların kabul edilebilir gerekçeler olmadığı son derece açıktır. Daha önce de belirttiğimiz gibi Kitap Ehli'nin hak dine uygun olmayan çeşitli sapkın inançları ve uygulamaları vardır ve bunlar Kuran'da bildirilmiştir. Aynı şekilde, güzel ve iyi yönleri, gerçek din ahlakına uygun inanış ve uygulamaları da haber verilmiştir. Bize düşen Kitap Ehli'ni, Kuran'a ve sünnete bakarak değerlendirmek, bu hak kaynaklardan edindiğimiz bilgi ile doğruyu yanlıştan ayırt etmektir.
Unutmamak gerekir ki, Müslümanlar, "... Biz Allah'a; bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa'ya verilen ile peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz O'na teslim olmuşlarız." (Bakara Suresi, 136) ayetiyle buyurulduğu gibi tüm peygamberlere birini diğerinden ayırt etmeden iman etmişlerdir ve hepsini derin bir sevgiyle severler. Rabbimiz'in kutlu bir elçisi olan Hz. İsa (as)'ın da kıyametten önceki dönemde tekrar yeryüzüne gelecek olması iman edenler için akıl ve mantık dışı gerekçeler öne sürerek konuşulmaması gereken bir konu değildir. Tam tersine büyük bir şevk, aşk ve heyecan ile sürekli gündemde tutulması gereken bir müjdedir.
Söz konusu kimselerin böyle bir iddia öne sürmekle yanıldıklarını ortaya koyan bir diğer gerçek de, Hz. İsa (as)'ın yeniden dünyaya geldiğinde, insanlar arasında Kuran ile hükmedecek olmasıdır. Hz. İsa (as) da diğer tüm peygamberler gibi, Allah Katında gerçek ve hak olan dine yani İslam'a tabidir. Allah Katında hak dinin İslam olduğu ve tüm peygamberlerin aynı dine tabi oldukları ayetlerde şu şekilde haber verilmiştir:
Hz. İsa (as) da yeniden dünyaya geldiğinde, Kitap Ehli'nin sapkın inançlarını ortadan kaldıracak, insanları Allah Katında hak olan dine yani İslamiyet'e çağıracak, Kuran'la ve sevgili Efendimiz (sav)'in sünnetiyle hükmedecektir. Bu gerçek hadislerde şöyle müjdelenmiştir:Hiç şüphesiz din, Allah Katında İslam'dır... (Al-i İmran Suresi, 19)O: "Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuh'a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri' etti (bir şeriat kıldı). Senin kendilerini çağırdığın şey, müşriklere ağır geldi. Allah, dilediğini buna seçer ve içten Kendisi'ne yöneleni hidayete erdirir. (Şura Suresi, 13)
Kırk (40) yıl Allah'ın Kitab'ı ve benim sünnetimle hükmeder, vefat eder.
Hayatım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Meryem oğlu (İsa aleyhisselam)'ın adil bir hakim olarak sizin içinize inmesi muhakkak yakındır. O, salibi (haçı) kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracaktır, mal o kadar çoğalıp taşacak ki, hiç kimse mal kabul etmez olacaktır.
Комментариев нет:
Отправить комментарий