Hz. İsa (as)'ın ölmediği ve yeniden dünyaya geleceği konusunda yersiz şüpheleri olan bazı kimseler de, "Din ahlakını hakim kılmak için neden Hz. Muhammed (sav) değil de, Hz. İsa (as) gönderilmektedir?" diye sormakta ve bu vesveselerini kendilerince mazeret kılarak birtakım itirazlar öne sürmektedirler.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), Allah Katında onurlu ve güvenilir bir elçidir. Allah'ın en son hak kitabını vahyettiği, güzel ahlakı, takvası, Allah'a olan yakınlığı ile insanlara örnek kıldığı, Allah'ın dostu, Rabbimiz'in Katında üstünlüğü olan mübarek bir insandır. Tüm müminlerin de dostu, en yakını ve Velisidir. Hz. Muhammed (sav) yaşamı boyunca Allah yolunda tüm insanlığa örnek bir mücadele sergilemiş, cehaletin ve karanlığın içine gömülmüş olan Arap Yarımadasını İslam ahlakı ile aydınlatmıştır. Allah'ın takdir ettiği süre dolduğunda ise, diğer birçok peygamber gibi ömrü sona ermiştir.
Hz. İsa (as) için ise, Allah farklı bir kader takdir etmiş ve onun yeniden yeryüzüne döneceğini vaadetmiştir. Bu Rabbimiz'in takdiridir ve şüphesiz büyük hikmetleri vardır. Hz. İsa (as)'ın yeniden gelecek olmasının hikmetlerinden biri ise (Doğrusunu Allah bilir), Hıristiyanların ve Musevilerin içinde bulundukları durumdan ancak bu şekilde kurtulabilecek olmalarıdır. Bilindiği üzere, Hıristiyanların mevcut inanç ve uygulamaları pek çok batıl ve sapkın inanışı içermektedir. Müslüman dünyasında ise böyle bir inanç bozukluğu yoktur. Hıristiyanlar, Hz. İsa (as)'ın ardından peygamberlerini ilahlaştırma sapkınlığına düşmüşler (Allah'ı tenzih ederiz) ve dinlerini tahrif etmişlerdir. Hıristiyan dünyasının söz konusu tüm sapkın inanışlardan arınarak gerçek din ahlakına ve son hak din olan İslam'a yönelmeleri için Hz. İsa (as)'ın gelmesi büyük önem taşımaktadır. Her ne kadar bazı Hıristiyanlar doğru yolu gördükten sonra ona uymayı kabul etseler de, bazıları da bunu kendilerince Hz. İsa (as)'a bir tür ihanet gibi algılayıp gerçek din ahlakını yaşamaktan kaçınmaktadırlar. Oysa Hz. İsa (as)'ın gelmesi ve kendilerine hak dini tebliğ etmesiyle bu insanların İslamiyet'e yönelmeleri çok daha hızlı ve kolay olacaktır. Kendi peygamberlerinin onlara teslis inancının sapkınlığını, Allah'tan başka İlah olmadığını, kimsenin bir başkasının günahını yüklenmesinin mümkün olmadığını, hak kitabın Kuran-ı Kerim olduğunu anlatması Hıristiyan dünyası üzerinde büyük bir etki oluşturacaktır. Hz. İsa (as) ile birlikte insanlar kitleler halinde şirkten ve sapkın inanışlardan kurtulacak, akın akın Allah'ın dinine yani İslam'a yöneleceklerdir.
Unutmamak gerekir ki, Allah Kuran'da iman edenlere din ahlakının dünyaya hakim olacağını vaadetmiştir. Ancak bunun için müminlerin gizli ve açık şirkten tamamen sakınmaları ve yalnızca Allah'a yönelip ibadet etmeleri gerekmektedir. Allah'ın izniyle, Hz. İsa (as)'ın gelişi de bu kutlu dönemin başlangıcı olacaktır.
Tweet
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), Allah Katında onurlu ve güvenilir bir elçidir. Allah'ın en son hak kitabını vahyettiği, güzel ahlakı, takvası, Allah'a olan yakınlığı ile insanlara örnek kıldığı, Allah'ın dostu, Rabbimiz'in Katında üstünlüğü olan mübarek bir insandır. Tüm müminlerin de dostu, en yakını ve Velisidir. Hz. Muhammed (sav) yaşamı boyunca Allah yolunda tüm insanlığa örnek bir mücadele sergilemiş, cehaletin ve karanlığın içine gömülmüş olan Arap Yarımadasını İslam ahlakı ile aydınlatmıştır. Allah'ın takdir ettiği süre dolduğunda ise, diğer birçok peygamber gibi ömrü sona ermiştir.
Hz. İsa (as) için ise, Allah farklı bir kader takdir etmiş ve onun yeniden yeryüzüne döneceğini vaadetmiştir. Bu Rabbimiz'in takdiridir ve şüphesiz büyük hikmetleri vardır. Hz. İsa (as)'ın yeniden gelecek olmasının hikmetlerinden biri ise (Doğrusunu Allah bilir), Hıristiyanların ve Musevilerin içinde bulundukları durumdan ancak bu şekilde kurtulabilecek olmalarıdır. Bilindiği üzere, Hıristiyanların mevcut inanç ve uygulamaları pek çok batıl ve sapkın inanışı içermektedir. Müslüman dünyasında ise böyle bir inanç bozukluğu yoktur. Hıristiyanlar, Hz. İsa (as)'ın ardından peygamberlerini ilahlaştırma sapkınlığına düşmüşler (Allah'ı tenzih ederiz) ve dinlerini tahrif etmişlerdir. Hıristiyan dünyasının söz konusu tüm sapkın inanışlardan arınarak gerçek din ahlakına ve son hak din olan İslam'a yönelmeleri için Hz. İsa (as)'ın gelmesi büyük önem taşımaktadır. Her ne kadar bazı Hıristiyanlar doğru yolu gördükten sonra ona uymayı kabul etseler de, bazıları da bunu kendilerince Hz. İsa (as)'a bir tür ihanet gibi algılayıp gerçek din ahlakını yaşamaktan kaçınmaktadırlar. Oysa Hz. İsa (as)'ın gelmesi ve kendilerine hak dini tebliğ etmesiyle bu insanların İslamiyet'e yönelmeleri çok daha hızlı ve kolay olacaktır. Kendi peygamberlerinin onlara teslis inancının sapkınlığını, Allah'tan başka İlah olmadığını, kimsenin bir başkasının günahını yüklenmesinin mümkün olmadığını, hak kitabın Kuran-ı Kerim olduğunu anlatması Hıristiyan dünyası üzerinde büyük bir etki oluşturacaktır. Hz. İsa (as) ile birlikte insanlar kitleler halinde şirkten ve sapkın inanışlardan kurtulacak, akın akın Allah'ın dinine yani İslam'a yöneleceklerdir.
Unutmamak gerekir ki, Allah Kuran'da iman edenlere din ahlakının dünyaya hakim olacağını vaadetmiştir. Ancak bunun için müminlerin gizli ve açık şirkten tamamen sakınmaları ve yalnızca Allah'a yönelip ibadet etmeleri gerekmektedir. Allah'ın izniyle, Hz. İsa (as)'ın gelişi de bu kutlu dönemin başlangıcı olacaktır.
Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır. (Nur Suresi, 55)
Комментариев нет:
Отправить комментарий