Kıyametin                            yaklaştığını işaret eden alametler ve kıyamet öncesi                            yaşanacak son dönemin yani ahir zamanın özellikleri                            Kuran'da ve Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde detaylı                            olarak tarif edilmiştir. Bazı ayetler ve hadislerde                            bu alametler açık bir şekilde bildirilmişken, bazı ayetler                            ve hadislerde ise işari manada bu alametlere dikkat                            çekilmektedir. Bu durum imtihanın bir sırrıdır.                          
Büyük İslam alimi Said Nursi de ahir zaman alametlerini                            açıklarken bu gerçeğe dikkat çekmiştir:
Din bir imtihandır, bir tecrübedir. Ervah-ı aliyeyi (üstün olanları) ervah-ı sefileden (aşağı olanlardan) tefrik eder (ayırır). Öyle ise ileride herkese görülecek bir vukuatı (olayı) öyle bir tarzda bahsedecek ki, ne bütün bütün mechul kalsın ne de bedihi (açık) olup herkes ister istemez tasdike (onaylamaya) mecbur kalsın. Akla kapı açacak, ihtiyarı elinden almayacak. Zira eğer tamamen bedahet (açıklık) derecesinde bir kıyamet alameti görülse herkes tasdike muztar (mecbur) olsa, o vakit kömür gibi bir istidad (eğilim), elmas gibi bir istidad ile beraber kalır. Sırrı teklif ve netice-i imtihan zayi olur.1
Üstad'ın da belirttiği gibi ahir zaman alametlerinin                            bir kısmı, her bakan tarafından hemen anlaşılıp yorumlanabilir                            nitelikte olmayabilir. Bu konudaki bazı örneklerin işari                            manada anlatılmış olması kimi insanların şüpheye düşmesine,                            tereddüte kapılmasına neden olabilmektedir. Oysa bu                            son derece yersiz bir tereddüttür. Samimiyetle ve açık                            bir vicdanla düşünüldüğünde, verilen örneklerle nelere                            işaret ediliyor olabileceği görülebilir. Ayrıca İslam                            alimlerinin yapmış olduğu açıklamalar da iman edenler                            için değerli bir yol göstericidir. 
Samimi imana sahip olan ve Allah'tan gereği gibi korkan                            bir insan, Allah'ın bir nimeti olarak derin kavrayışa                            ve anlayışa sahiptir. Bu sayede, neyin doğru neyin yanlış                            olduğunu en iyi şekilde tespit edebileceği gibi, işari                            bir anlatımla ifade edilen bilgilerdeki hikmeti de -Allah'ın                            dilediği ölçüde- kavrayabilir. Rabbimiz'in bildirdiği                            ve Peygamber Efendimiz (sav)'in haber verdiği hiçbir                            bilgiden asla şüpheye kapılmaz. Ahir zaman alametleri                            ile ilgili hadis-i şeriflerde ve ayetlerde bildirilen                            haberleri, iman gözüyle değerlendirir ve bu haberlerle                            işaret edilen bilgileri anlamaya çalışır. Hikmetini                            anlayamadığı bilgiyi reddetmeye kalkışmak ise bir Müslümanın                            asla yanaşmayacağı bir tavırdır. Dolayısıyla Müslümanların                            yapması gereken, hikmetini kavrayamadıkları bilgilerin                            hikmetini kavrayabilmek için Rabbimiz'e dua etmek, ahir                            zamanın çok kutlu bir dönem olduğunu unutmayarak kendilerini                            bu döneme en iyi şekilde hazırlamaktır.

 



Комментариев нет:
Отправить комментарий